beyaz mini eteðimi giymiþtim

Tam konutden çýkýyordum ki telefon çaldý. Telefondaki annemdi. Rahatsýzlandýðýný söylemek için beni fasilamýþtý. Anneme gitmem gerektiðini düþünerek hemen patronumu fasiladým ve ondan zor da olsa izin almayý baþardým. Anneme uðradýktan nihayetra iþe gideceðimden; makyajýmý yaptým ve üstüme ak bodymi, altýma da neredeyse dizlerimden bir karýþ yukarý olan ak mini eteðimi giydim. En çok giymekten hoþlandýðým ak fileli jartiyerimi, daracýk ak dantelli külotumu da giyerek hazýrlandým. Telefonla taksi duraðýný fasilayarak bir taksi çaðýrdým. Bir süre nihayetra taksi geldiðinde, yüksek topuklu ayakkabýlarýmý giydim ve yanýmda götüreceðim çantalarýmý da alarak aþaðýya indim. Oturduðumuz yer olan Ataköy’den Kadýköy’e gidecektim. Eminönü’ne giderek oradan Kadýköy vapuruna binebilirim diye düþünüyordum. Yemeklýna bakýlýrsa, o gün içimden hiç de cinsellik geçmiyordu ama, aþaðý indiðimde taksi þoförünün beni yer gibi olan bakýþlarý beni de etkiledi. Aklýma bir hýnzýrlýk yapmak geldi. Taksi þoförünü tahrik etmeye karar verdim ve hemen kinetike geçtim. Taksilerde pek de görmediðimiz bir nezaketle, taksi þoförü fasilabadan inerek bana arka kapýyý açtý. Adam 35-40 yaþlarýndaydý. Kendim binmeden önce çantalarýmý koymak maksadýyla öne doðru eðildiðimde þoför, kalçalarýmý saran minicik dantelli külotumu görmüþ olacak ki fasilabaya bindiðimde arkamdan kapýyý kapatýrken aletinin tamamen dikilmiþ olduðunu gördüm. Adamýn aleti benim için baþ kaldýrmýþtý. Bu, benim de hoþuma gitmiþti. Taksinin arka koltuðunun ortasýna bacaklarýmý açarak, lakin dizlerimi kapatarak oturdum ve yerleþtim. Adamýn fasilabaya binerken gözleri bacaklarýmda seyahatniyordu ve aleti de hala dimdikti. Koltuða yerleþtiðinde aynayý ayarladý ve arkasýna dönerek, doðu þivesiyle “Nereye gidiyoruz abla?” derken gözleriyle bütün vücudumu süzdü. Eminönü’ne gidiyoruz” derken, ona güzel bir göz zevki yaþatmak için, dizlerimi açarak ona olanak tanýdým. Bu fasilada þunu da söylemeliyim ki, külotumun altýndaki sarý tüylerimi dikkatli bakýnca görmemek olanaksýzdý. Hareketlerim adamý iyice azdýrýyordu. Önüne dönüp fasilabayý kullanmaya baþladýðýnda, trafik sýkýþýklýðýndan istifade hem benimle konuþuyor, hem de vücudumu süzüyordu. Bana, “Müzik koyayým mý abla?” derken suratýnda manalý bir ifade vardý. “Tabii” þeklinde yanit verdiðimde, “Türkü dinler misin?” dedi. “Benim için ayrim – nüans – baskalik etmez” dedim. Bunun üzerine bir kaset koydu ve onu dinlemeye baþladýk. Sanýrým o da bana misilleme yapýyordu ki, içinde “Memeler baþ kaldýrmýþ” diye sözleri olan bir türkü dinletiyordu bana. “Nasýl beðendin mi?” dediðinde “Fena deðil” þeklinde karþýlýk verdim. “Niçin kötü olsun, gerçekleri söylüyor” derken bana bakýyor, gözleriyle bacak fasilama bakýþ atýyordu. Fýndýk zade tarafýnda trafik iyice sýkýþmýþtý. Bunun üzerine orada inip, tramvaya binmeye karar verdim. Taksi þoförü “Daha Eminönü’ne çok var. Niçin iniyorsun ki?” diye inmemem için elinden geleni yaptýysa da Fýndýk zade köprüsünde indim. Ýnerken de yine ayný þekilde fasilabadan inerek bana kapýyý açtý. Tabii ki nezaket için deðil, beni nihayet bir kez görebilmek için. Yemeklýna bakýlýrsa adamýn davranýþlarý da beni çok tahrik etmiþti. Eminönü’ne kadar taksiyle gidebilirdim ama, içimdeki aþk ateþi beni orada indirdi ve her zaman kalabalýk olduðunu bildiðim tramvaya yöneltti. Fýndýk zade duraðýnda tramvaya bindim. Ve uygun bir kenara geçerek tutundum. Tüm erkeklerin gözleri üzerimdeydi. Tabii ki ilgisini çekebildiðim kadýnlarýn da... Tramvay týklým týklým deðildi ama arkadaþlarýmdan duyduðum kadarýyla Aksaray’da iyice doluyordu. Aksaray duraðýna geldiðimiz zaman tramvay gerçekten de týklým týklým oldu. Ben, yine kenarda duruyordum ki orta yaþlý bir adam benden müsaade isteyerek arkama geçti. Ardýndan “Ýsterseniz çantalarýnýzý buraya koyabiliriz. Daha rahat olursunuz bayan” dedi. Çantalarýmý kenara koymasý için ona verdim ve teþekkür ettim. Erkeklerin fasilasýnda kalmýþtým. Kýmýldayacak yer kalmamýþtý. Yemeklýnda benim de istediðim buydu. Etrafýmdaki erkeklere yakýn olmak, onlara sürtünmek bana büyük bir haz veriyordu. Göðüslerim önümde ki adamýn sýrtýna, kalçalarým da arkamdaki adamýn aletine deðiyordu. Birden bire, görmediðim bir el bacaklarýmý okþamaya baþladý. Diþiliðimin arzuyla yanýp tutuþtuðunu hissettim. Bu çok hoþuma gittiði için hiç sesimi çýkartmadým. Sessiz kalmamdan cesaret alan arkamdaki adam, beni iyice kendine doðru çekerek erkekliðini kalçalarýma dayadý ve sürtünmeye baþladý. Onun sertliðini rahatlýkla hissedebiliyordum. Beni belimden kavramýþ, erkekliði ile arkadan baský yapýyordu. Erkekliði bana baský yaptýkça yerimde duramýyor ben de kalçalarýmý geriye bastýrýyordum. Bu fasilada, önümdeki adamda halimden durumu anlamýþ olacak ki “Ýsterseniz yer deðiþebiliriz bayan” dedi. Ona “Hayýr, burada rahatým” deyince önüne döndü. Sanýrým olanlarý birkaç kiþi daha görmüþtü ama onlar da benim gibi ses çýkarmýyorlardý. Sanýrým bu onlarýn da hoþuna gidiyordu. Sonunda arkamdaki adam titreyerek boþaldý ve kulaðýma doðru eðilip, “Hoþuna gitti mi?” diye sordu. Onu basmla onayladým. Bana “Þimdi kendini rahat býrak” diyerek kalçalarýmla ilgilenmeye baþladý. Ýki eliyle kalçalarýmý okþuyordu. Birden, zaten kýsacýk olan mini eteðimi biraz daha çekti ve dantelli külotumu yana doðru sýyýrýp parmaðýný kadýnlýðýma soktu. Ýyice kendimden geçmiþtim. Çýðlýk atmamak için kendimi zor tutuyordum. Sýcaklýðýný külotumda hissedebiliyordum. Birden bire, adam elini kadýnlýðýmdan çýkarýp arka kapýma soktu. Zaten alýþýk olan arka kapým, adamýn parmaðýný nihayetuna kadar aldý. Adam, arkamda parmaðýyla bir süre git gel yaparak beni tekrar boþalttý. Son duraða gelmemize yakýn beni kendi eliyle düzelttikten nihayetra bir süre daha okþadý. Sonunda zor da olsa tramvaydan indik. "Seninle daha yakýn olmak istiyorum. Bana adres verebilir misiniz?" diye sordu. Ona, mümkün olmadýðýný ama bana telefon numarasýný verirse onu fasilayabileceðimi söyledim. Bana cep telefonunun numarasýný verdi. Sanýrým fasilamamý sabýrsýzlýkla bekliyordur.